DENİZLERİ VE DOĞAYI KORUMAK İÇİN HEPİMİZE GÖREVLER DÜŞÜYOR!

TÜRÇEV Ulusal Koordinatörü Almila Kıldan Cebbari ÇEVRE TV ‘den Deniz Şafak’ın hazırladığı ‘Geri Dönüşüm Programı’ na katıldı.

DENİZLERİ VE DOĞAYI KORUMAK İÇİN HEPİMİZE GÖREVLER DÜŞÜYOR!

Almila Kıldan Cebbari  Programda, mavi bayrak uygulaması, mavi bayrakda gelinen son durum, Türkiye Çevre Eğitim Vakfı-TÜRÇEV’in bu süreçlerdeki rolü hakkında izlecilere bilgiler verdi.

Mavi Bayrak Uygulaması Nedir?

Mavi Bayrak, uluslararası uzmanlarca belirlenmiş belirli kriterleri yerine getiren plaj, marina, bireysel yat ve turizm teknelerine verilen uluslararası bir çevre ödülüdür.
En önemli özelliği ise uluslararası bir sivil toplum örgütü tarafından verilmesi, bir yıllığına geçerli olması ve her yıl tüm ödül alan yerlerin denetlenmesidir. Yani ödüle hak kazanan yerlerin kriterlerin devamlılığını sağlayarak her yıl tekrar
Ülkemizde Mavi Bayrak Programı’nın yürütümünü tek yetkili STK olarak Vakfımız yürütmektedir.

Ülkemizde Mavi Bayrak sayıları ne durumda?

Ülkemiz 2020 verilerine göre 486 Mavi Bayrak Ödüllü plaj sayısı ile Dünya çapında programı uygulayan 50 ülke arasında 3. Sırada yer alıyor. İlk sırada İspanya var, ikinci sırada Yunanistan ve ardından biz geliyoruz. Bizden sonra da İtalya ve Fransa yer alıyor. Marinalarda 7. Sıradayız ancak özellikle marinalar alanında yüksek kalitede ve çevresel koşullarını tam olarak yerine getiren nitelikli marinalarımız olduğunu söylemeliyim. Turizm tekneleri ve bireysel yatlar alanında da gelişmekte olduğumuzu söyleyebiliriz.

PekiBu sayılar oldukça güzel görünüyor, peki bu denizlerimizin çok temiz olduğu anlamına mı geliyor?

Aslında sayılar birer gösterge olmakla birlikte, plaj ödüllerinin illere ve kıyılara göre dağılımına baktığımızda ödüllerin belirli yerlerde toplandığını görmek mümkün. Örneğin 486 plaj sayısının yarıya yakını Antalya ilimizde (206) bulunuyor, ardından Muğla (105) ve İzmir (52) geliyor.
Ancak şunu da özellikle belirtmek gerekir ki; Mavi Bayrak yalnızca deniz suyunun temizliğine göre verilmiyor. Plajlar için deniz suyunun temizliği bir ön koşul ancak, bunun dışında 32 kritere daha bakılıyor. Yani toplamda 33 kriteri sağlayan plajlar ödüle hak kazanabiliyor. Bu bağlamda deniz suyu yeterli koşulları sağlasa bile diğer koşullar, özellikle de arıtma ve kanalizasyon kriteri sağlanamıyorsa ödüle başvurusu dahi alınamıyor.
Bunların dışında lisanslı cankurtaran ve ilkyardım hizmetleri, çevre ve atık yönetimi, ekosistemin korunması ve bu konularda eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarının yapılması, engelliler için olanakların bulunması gibi çok kapsayıcı, herkesi içine alan kriterlerin yerine getirilmesi gerekiyor.

Peki Türkiye Çevre Eğitim Vakfı-TÜRÇEV’in bu süreçlerdeki rolü nedir?

Vakfımız ülke çapında ödüle aday olabilecek yerlerin yerel yönetimleri ve işletmecileri ile görüşerek onların ödüle hazırlanmasına yardımcı olur, başvurularını alır, ön değerlendirmesini yaptıktan sonra Ulusal Jüri heyetine sunar. Ulusal Jüri değerlendirmesinden geçen adayların da uluslararası değerlendirme için Danimarka-Kopenhag’ta bulunan merkez ofise gönderir ve oradan gönderilen soru ve değerlendirmeleri yanıtlar. Her yıl Mayıs ayında açıklanan sonuçların ülkemizde duyurulması, ödül alan yerlerin denetlenmesi ve sürecin nitelikli bir şekilde işlemesi için gerekli olan tüm koordinasyonu ve kurumlarla görüşmeleri yürütür. Burada başta Kültür ve Turizm Bakanlığı olmak üzere, Sağlık Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çok yakın bir şekilde çalıştığımız çatı kuruluşlar olduğunu da belirtmek gerekir. Bunların dışında ilgili olan tüm kuruluşlarla örneğin Sahil Güvenlik Komutanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, TÜBİTAK-MAM, İ.Ü. Deniz Bilimleri Enstitüsü, ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü, Deniz Turizmi Birliği, TÜRSAB, Doğa Koruma Merkezi gibi hem kamu hem üniversite hem de STK’larla iletişim ve işbirliklerimiz bulunuyor.

Biraz önce kriterlerin içerisinde ekosistem korumasından bahsettiniz. Geçtiğimiz yıl ve bu yıl da bu konuyu aslında salgın döneminde çokça konuştuk. Bir taraftan doğanın tahrip olduğu, denizlerin plastik atıklarla kirlendiği ve iklim değişikliğinin önümüzde bekleyen en önemli tehdit olduğundan bahsedildi. Bu bağlamda, iklim değişikliğinin denizlerimize nasıl bir etkisi oldu veya olacak?

Deniz suyu sıcaklıklarının artması, deniz seviyesinin yükselmesi ile deniz canlılarının yaşam ortamlarının değişmesi, bazı bölgelerde sığlaşma, bazı bölgelerde derinleşme nedeniyle ekosistemde yer alan canlı türlerinin değişmesi, balon balığı ve aslan balığı gibi istilacı yabancı türlerde artış, balık stoklarının azalması ile kaliteli besin tedariğinde yaşanabilecek sorunlar (fiyat artışı ve türlerin azalması gibi), istilacı baskın türlerin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri, aşırı sıcak hava dalgaları  nedeniyle denizden de faydalanılamaması.. Yağış rejimlerinin değişmesi ve seller-su baskınları ve aşırı doğa olayları nedeniyle kıyı turizmi sezonlarındaki değişiklikler vb.. Su baskınları nedeniyle temiz su kaynaklarının kanalizasyonla karışması, içme suyu kaynaklarındaki sığlaşma ve kuraklık nedeniyle oluşan su kirliliği ile salgın hastalıkların ortaya çıkması.. Yine aşırı sıcaklar nedeniyle tropik böcek ve sineklerin yaratacağı-taşıyacağı hastalıkların artışı.. Larva dönemlerinin değişmesi, daha uzun süre yaşaması nedeniyle aşırı çoğalmaları ve bunlarla mücadele için çok fazla kaynak ayrılmasına ihtiyaç duyulması..

Balon balıklarının kuyruğunu getirene 5 tl verilmesi farkındalık yaratması bakımından önemli ve çok değerli bir proje, ancak kalıcı çözüm için hem uluslararası çabalara ihtiyaç var hem de yerel projelerin geliştirilip yaygınlaştırılmasına ihtiyaç var. Şuanda balon ve aslan balıklarının ne derecede bir tehdit olduğunun toplumun ne kadarı farkında bilmiyoruz. Hatta şöyle söyleyeyim, denizden uzakta yaşayanların bile iklim değişikliğine, dünyanın ısınmasına katkısının bulunması ile balon balıklarının üremesi arasındaki ilişkiyi, kaç kişi kurabiliyor bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Örneğin geçenlerde katıldığım bir çalıştayda Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı yüksek lisans tezi kapsamında yapılan bir araştırmada sağlık çalışanlarının iklim değişikliğinin insan sağlığına etkileri konusundaki bilgi düzeyleri araştırılmış ve yarısından fazlasının henüz bu ilişkiyi kuramadığı, bu konuda bilgi sahibi olmadığı tespit edilmiş. Bunu niye söylüyorum, çünkü eğitim ve farkındalık çalışmalarını sadece çocuklara değil, toplumun her kesimine ve özellikle de halkla sürekli iç içe olan çalışan kesime anlatılması, doğru bilgilerin ve bilinçlenmenin özel sektör de dahil olmak üzere her kesime yaygınlaştırılması gerekiyor.
Turizm yatırımcıları, bölgesel planlama yapanlar, yerel yönetimler, sanayi, içişleri, dışişleri, aile bakanlığı, maliye, hazine, hepsi, ama hepsini ilgilendiriyor. Çünkü yaşamımızda, oluşacak her türlü aksamanın maddi ve manevi bir maliyeti var.. Ve bu maliyet hepimizi ilgilendiriyor.

Amacım çok olumsuz bir tablo çizerek kimseyi korkutmak değil. Değişim her zaman mümkün ve sorunlar bilim sayesinde şuan tanımlanmış ve yine bilim sayesinde tüm çözüm önerileri ortaya konmuş durumda. Bize sadece uygulamak düşüyor. Önce bilgilenmek, farkında olmak gerekiyor. Farkında vardıktan sonra ise sorumluluk almak ve ben ne yapabilirim sorusunu sormak gerekiyor. Belki de çözümün en temel noktası bu..

Sosyal Medya hesaplarınızda takip ettiğim kadarıyla bir de deniz çöpleri izleme çalışmalarınız var, biraz bundan bahsedebilir misiniz? Deniz çöplerini izlemek ne demek?

Deniz çöpleri bildiğiniz üzere dünyanın şuan en önemli çevre sorunlarından birisi kabul ediliyor. Öyle ki, okyanusun ortasında bir kıta büyüklüğünde yüzen bir ada oluştu.Mavi Bayrak kriterleri gereği farkındalık amaçlı yapılan kıyı temizlik kampanyalarının niteliğini, belediyelerin ve kampanya yapan turizmcilerin deniz çöpleri ve kaynakları hakkındaki farkındalığını arttırmak, ülkemiz kıyılarındaki deniz çöplerinin durumu hakkında gerçek veriye dayalı bilgi oluşturmak, bilimsel çalışmalara katkıda bulunmak ve en önemlisi de Mavi Bayrak ödülü olmayan yerlerin de Mavi Bayrak Ödülü için hazırlanmasına ve nitelikli plaj hizmetlerinin oluşturulmasına zemin hazırlamak amacıyla bu çalışmayı başlattık. @mavibayrakturkiye sosyal medya hesaplarımızda yaptığımız farkındalık çalışmalarının görselleri ve detayları bulunabilir. Oldukça etkili oldu ve şuan 9 ayrı yerde toplam 17 kez izleme çalışması yaptık, TÜRÇEV Mavi Bayrak ekibi ile birlikte çalışmak için de istekler alıyoruz ve bu duyarlılığın yayılması bizi sevindiriyor.
Deniz çöplerini izlemek kısaca, toplanan atıkların 2002ün üzerinde kategoride ayrıştırılması ve ölçümlerinin yapılması ile çöpün kaynağını tespit etme çalışması. Yani sadece bir temizlik çalışması değil, aynı zamanda sorunun çözümü için en önemli adım olan kaynağın tespiti üzerinde çalışmak ve sonrasında etkinliği yaptığımız yerlerde yerel yönetimlerle birlikte bu sorunun kaynağını değerlendirmek ve çözüm önerilerini sunmak..

Peki son olarak buradan denizlerimizi korumak için neler yapılmalı söyler misiniz?

Denizleri ve doğayı korumak için hepimize görevler düşüyor aslında. Evet, kurumlara yasa ile tanımlanmış görev-sorumluluk ve yetki verilmiş ama bizim de vatandaş tarafında sorumlu birer bireyler olarak kirletmemek de ödevimiz. Burada şöyle bir soru akla gelebilir. Tamam kirletmeyelim ama bugüne kadar kirletilmiş olanları ne yapacağız? Okyanusta kocaman bir plastik adası var, plaja gittiğinizde, sokakta yürürken, doğada-dağlarda gezerken birçok fiziksel kirliliklerle karşılaşıyoruz. Bunları ne yapacağız? Biz farkında isek, onu orada bırakmayacağız, sorumluluk alıp, aksiyona geçeceğiz. Bu ne demek, hepimizin sivil toplumun güçlendirilmesi için yapabilecekleri şeyler var, gönüllülük kapımızı açıp elimizden ne geliyorsa katkı vereceğiz.
Tek başımıza yapmak zorunda değiliz, bizim gibi çalışan Vakıf ve derneklerle görüşerek eğitim ve bilinçlenme-bilinçlendirme faaliyetlerine katılabilirler. Yerel sorunlarının çözümü için ilgili belediyeler ve kurumların kapısını çalmak ve isteklerini doğru bir şekilde ifade edecek şekilde savunuculuk yönlerini geliştirebilirler. Kendi bulundukları çevrenin ve nefes aldıkların yakın doğayı tanıyarak korunması için çabalara destek verebilirler. Burada sizin böyle bir kanal açıp herkesi bilgilendirmek ve bilinçlendirmek için gösterdiğiniz çaba, bunun en güzel örneklerinden biri. Sadece bu kanalı takip ederek bile birçok çevre sorunu hakkında bilgi sahibi olabilir ve çözüme giden yolda kimlere ulaşabileceklerini öğrenebilirler.
Her şey önce öğrenmekle başlıyor, bilgi sahibi olduktan sonra uygulamaya geçmek hiç de zor olmayacak.