GM TURİZM VE YÖNETİM DERGİSİ'NİN 52. SAYISI ÇIKTI

GM DERGİ, ayrıca Antalya CHP Milletvekili Yıldıray Sapan ile çok özel bir röportaj yapmıştır. İşte o Röportaj’dan çarpıcı noktalar:

“KENDİMİZİ Kandırmayalım”
 
Uzun yıllar turizm sektöründe işletmecilik yapmış, daha sonra Antalya CHP merkezinde üst düzey görevlerde bulunmuş, zaman zaman sivri çıkışları ile tepki almış ama her zaman Antalya’nın kazanması için mücadele etmiş bir hizmet adamı Yıldıray Sapan. Eskilerin turizmcisi şimdilerin siyasetçisi olan CHP Antalya Milletvekili Yıldıray Sapan ile turizm üzerine özel bir röportaj gerçekleştirdik.
 
Mecliste Antalya milletvekillerinin parti gözetmeden gündemlerine almaları gereken konu nedir?
 
Bunların başında bence Antalya Batı Çevreyolu projesi gelmektedir. Ağır tonajlı araçların kente verdiği zararlar ortadadır. Antalya’nın batı ilçelerine giden iki yoldan birisi olan Atatürk Bulvarı, etrafında binalar, parklar, okullar olan ve mahalleler arasında kalmış bir yoldur. Ancak burası şehirlerarası yol olarak da kullanılmaktadır. Bu bölgede yaşayanlar, karşıdan karşıya geçmekte dahi zorlanmaktadır. Batı Çevreyolu’nun bir an önce Antalya’ya kazandırılması gerekmektedir. Antalya’nın diğer bir sorunu da stadyumdur. Geçtiğimiz ay Antalya stadyumu için muhalefet ve iktidar partisi milletvekilleri bir araya geldik. Antalya’ya kazandırılması gereken stadın nereye yapılması gerektiğine dair görüş alışverişinde bulunduk. Yaklaşık 10 yer tespit edildi. Bunların hepsinin olabilirliği var. Toplantıda CHP olarak Antalyaspor’un doğru düzgün maç yapacağı bir stadyuma kavuşması konusunda bizden istenen katkı ve desteği verdik. Şimdi sonucu belirlemek Spor Bakanlığı ve iktidara düşüyor. Onlar da ellerini taşın altına koyarsa Antalyaspor kısa zamanda özlediği stadyuma kavuşacaktır.
“ANTALYA TURİZM KONUSUNDA HENÜZ BİR MARKA DEĞİLDİR”
 
“Antalya marka değildir” söyleminize geri dönecek olursak, neden Antalya bir marka olamıyor?
 
Antalya’nın bir turizm şehri olduğu gerçektir. Ancak bence Antalya henüz bir marka değildir. Turizm yönünden çok daha üst noktalara gelebilmesi için parti gözetmeden bu konularda birlikte çalışmamız gereklidir. Antalya turizmden yeterince para kazanamıyorsa, kalifiye elemanı yoksa, kaliteden ödün vermek zorunda bırakılıyorsa, her sene tam da sezon ortasında aksiyon vermek zorunda bırakılıyorsa, devlerin istediği gibi oynadığı bir destinasyon ise marka olamamış demektir. Dünyanın neresine giderseniz gidin marka olmuş bir ürün sezon ortasında fiyat kırmaz. Benim fiyatım budur der ve siz de tıpış tıpış o ürünü satın alırsınız. Marka olduğunu iddia ettiğiniz bir isim, uygulamalarda ucuz ürüne kaçmak zorunda bırakılmamalı, yoldan topladığı kalifiye olmayan elemanı otelinde çalıştırmak zorunda bırakılmamalıdır. Bunları yapmazsanız marka olma yolunda ilerleyebilirsiniz. Bence henüz bu saydıklarım Antalya’da gerçekleşmiş değil. Dolayısıyla kendimizi kandırmayalım ve sıkı bir özeleştiri yapalım.
Otellerde duraktan adam alıp çalıştırıyorlar
 
Antalya’da yeterince kalifiye turizm elemanı yok. Hiç kimse başını kuma sokmasın. Otellerde turizm çalışanı yok. Duraktan adam alıp otellerde çalıştırıyorlar. Bu şekilde ne marka olunur ne de turizmci. Bütün mesele, iki elimizi başımızın arasına alıp, marka olma yolunda önemli adımları “Hükümet” desteğiyle birlikte atmaktır.
 

Röportajın devamını ve GM Dergi’nin tamamını okumak için tıklayın

http://www.dijimecmua.com/index.php?c=sw&v=149&s=5589