KARADENİZLİLER, HES PROJELERİNE KARŞI ÇIKIYOR

Bahçelievler Belediyesi Necip Fazıl Kültür Merkezi’nde gerçekleşen panele; İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, Av. Yakup Okumuşoğlu, Küre Dağları Milli Parklar Müdürü Dr. İsmail Menteş, ÇED Planlama Müdürü Fevzi İşbilir, DSİ Etüt Planlama Daire Başkanlığı Şube Müdürü Nazmi Kağnıcıoğlu katıldı.
Salondaki katılımcılar, soruları ve yorumlarıyla, HES projelerine karşı olduklarını açıkladılar.
Paneli yöneten İstanbul Barosu Genel Sekreteri Av. Hüseyin Özbek, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunamayacağını” söyleyerek, panelin önemini ifade edip, sözü panelistlere bıraktı…

Bir canlının %80 kanını alıp, onu seruma bağlarsan,
artık o canlı, eski canlı olmaz

30 yıldır iklim değişikliği konusunda araştırmalar yaptığını kaydeden İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, gelecekte Türkiye ikliminin her bölgede farklılık göstereceğini ve Karadeniz’in de bundan payını alacağını söyledi.
HES projelerini köstebek istilasına benzeten Prof Dr Nüzhet Dalfes, “Türkiye’nin yeşili ve ormanları bir köstebek istilası ile karşı karşıyadır ve yakın gelecekte ne acı ki, doğası ve ormanları yok olma tehlikesi altındadır. Zira düşünün, bir canlının %80 kanını alıp, onu seruma bağlarsanız, artık o canlı, eski canlı olabilir mi? İşte, HES projesi; eko-sisteme ciddi anlamda müdahale anlamına geliyor. Yani su ile oynarsan, eko-sistem eskisi gibi olmuyorlar. Nitekim, ben ‘can suyu’ kavramını da karşıyım… Can suyu diyorsun, doğal hayata suyun %10’unu bırakıyorsun. Sonra, yaşayan doğal hayatı, seruma, ilaçlara, makinelere bağlayarak yaşatmaya çalışıyorsun. Şunu unutmayalım ki, doğa bize emanet, gelecek nesillere koruyarak bırakmamız gerekiyor” dedi.

 

Doğaya sevgi yok, Karadeniz çöl olacak

Doğaya sevginin, yaşama hakkına saygının kalmadığını kaydeden Avukat Yakup Okumuşoğlu, “Doğaya sevgi, yaşama hakkına saygı kalmadı. Doğaya karşı, hukuku bitirme noktasına getirdiler. Ne hukuk kaldı, ne de çevre kaldı… Karadeniz, çöl olmaya doğru gidiyor. Ancak, şunu unutmayalım ki? Doğayı kötü kullanırsak, bunun bedelini hep birlikte çok ağır şekilde öderiz” dedi.
Karadeniz Bölgesi’ndeki HES projelerinin doğal hayatın dengesini bozacağını kaydeden Avukat Yakup Okumuşoğlu, ‘Gürül gürül akan derelerin, ırmakların suyunu alıyorlar. Tahmini %10’unu doğal yaşama bırakıp, buna da ‘can suyu’ diyorlar.  Soruyorum size? Bunu neresi ‘can suyu’!… Hem, kimin suyu, kimden alınıyor? Nitekim vatandaş olarak bizler, doğal varlıklarımızın korunmasını Devletimize emanet ettik. Şu an, hepimize ait olan doğal kaynaklarımız, birilerine veriliyor’ diye konuştu.

65 milyon yılda oluşan küre dağlarını, HES ile 10 yılda kaybetmeyelim

‘Doğaya ve suya sahip çıkmak ahlaki bir değerdir’ diyerek sözlerine başlayan Küre Dağları Milli Parklar Müdürü Dr. İsmail Menteş, şunları söyledi:
“Doğal açıdan nesli tükenmekte olan endemik bitki ve hayvan türlerini barındıran Küre Dağları, dünyanın 9 stratejik doğal alanından biridir. 65 milyon yılda oluşan bu değeri, HES projesiyle 10 yılda kaybetmeyi istemiyoruz. Küre Dağları, Milli Park ilan edilmiştir. Kısaca, HES projesiyle, ağaçla suyun, suyla taşın, toprakla insanın birbirine olan sevgisini yok etmemeliyiz.  Nitekim, ekonomik bir getiri olarak, Küre Dağları, eko-turizm ile yerli ve yabancı turistleri ağırlayabilir. Zümrüt Köyü’nde eko-turizm projesine start verdik”

Yenilebilir enerji kaynaklarımızı arttırmalıyız

DSİ Etüt Planlama Daire Başkanlığı Şube Müdürü Nazmi Kağnıcıoğlu, ülkemizin her yıl enerjiye olan ihtiyacının arttığını kaydederek, yenilebilir enerji kaynaklarının arttırılması gerektiğini söyledi.  Enerji ihtiyacının ağırlıklı olarak doğalgaz ile karşılandığını anlatan Nazmi Kağnıcıoğlu, diğer taraftan kendi kaynaklarımızın kullanılmasına ilişkin HES projelerinin gündemde olduğunu ve en yüksek su kaynaklarının olduğu Doğu Karadeniz bölgesine yatırımcıların taleplerinin artmaya devam ettiğini belirtti.
ÇED Planlama Müdürü Fevzi İşbilir ise, sürdürülebilir kalkınmanın önemine işaret ederek, ‘önce insan, sonra çevre, sonra ekonomi gelir’ dedi. HES projelerinin 2003 yılından itibaren gündeme gelmeye başladığını anlatan Fevzi İşbilir, uygun gördükleri yerlerde HES projelerini onayladıklarını sözlerine ekledi.