NEVİN AKÇELİK '' TURİZMDE TİCARİ AHLAK KALMADI ''

Nevin Hanım, siz son 4- 5 senedir ön planda çalışmalarınızı yürütüyorsunuz. İşin liderliğinde tesisiniz, bölgenin hatta Türk turizmindeki patronların liderliğine doğru azimle gidiyor. Bu kuvveti ve motivasyonu nereden alıyorsunuz?

Öncelikle teşekkür ediyorum. Bu bir süreç ve bu süreci anlatmak için geçmişe dönmek gerekiyor. Öncelikle hiçbir şeyin tesadüf olmadığı gibi, başarı da tesadüf değil. Size şirketimizin alt yapısını anlatayım. Bizim şirketimiz 55 yıllık ve maden sektöründen geliyor. İşletme felsefesi ve ruhuna sahibiz. Çok dinamik ve çok kuvvetliyiz. Dikkat ederseniz piyasada bu tür sanayi geçmişi olan ve işletme ruhuna sahip olan köklü firmalar hep ayakta kalmıştır. Bu demektir ki; bizim 5-10 yıllık bir geçmişimiz yok. 55 yıla dayanan bir ticari hayatımız var ve bu da bize çok şey kazandırdı.

Otelimizi 1997 yılında açtık, o yıldan itibaren de aktif bir şekilde turizmde yer alıyoruz. 1997 yılında Rus pazarını yüzde 3 ile yüzde 5 oranında Nena olarak sadece biz getiriyorduk. Antalya’da hemen hemen ilklerdeniz. Club olarak; Antalya’da 13. yatırımcıyız. Şunun altını çizmek istiyorum; kategorilere ayırırken club ve otel birbirinden ayrılmalı. Biz bir club işletmecisiyiz. Herkes club işletemez. Herkes otelci olabilir, ama clubçı olamaz. Club işletmeciliği başka bir sorumluluk ve başka bir dinamiklik isteyen bir iş. Biz bütün kültürleri bir araya topluyoruz. Biz bir dünya bankasıyız. Bunun getirdiği bir kuvvetlilik ve dinamiklik var bende. Başarımızın ana temeli de sektörel bazdaki ahlaki duruşumuzdan kaynaklanıyor. Belki klasik olacak ama ,“Allahtan başka kimseye borcumuz yok” deriz ya, işte biz bunu Nena olarak gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz. Nena olarak; misafir memnuniyetinden önce personeli mutlu etmeyi ilke edindik. Çünkü personelinize maaşını gününde öderseniz, onların eğitimlerini düzenli verirseniz bu size misafir memnuniyeti olarak geri döner. Bugün birçok yerde Club Nena’nın personeli çalışıyor. Hepsi de eğitimli personeldir. Çünkü biz insana yatırım yapıyoruz.

Turizmde hataya yer yok

Bizim yüzde 40 oranında repeat guestlerim var. 15 yıldır otel işletiyoruz. Bize 28 – 29 defa gelen misafirimiz var. Bu da senede iki defaya tekabül ediyor. Bu demektir ki; Nena olarak ürünü doğru kullanabiliyoruz. Nena’da her şey amaç doğrultusunda olur. Bugünlere gelmek için programlı çalıştık. Turizmde hataya yer yoktur. Turizm gerçek bir borsadır, anlıktır.

Siz bu motivasyonunuzu nereden alıyorsunuz?

Beni çalışmak motive ediyor. Ürettiğimin yerine ulaşmasının hazzını yaşıyorum. Bir misafirin “Ben Nena’yı istiyorum” demesi beni mutlu ediyor. Ben ülkem adına üretiyorum. Çünkü biz öncelikli olarak ülkemizi tanıtıyoruz ve bizler birer misyonuz. Bu misyonluğumu da sorumluluğum altında doğru götürdüğüme inanıyorum.



Siz çocuklarını da işletme içine dahil etmeyi başaran nadir yatırımcılardansınız. Bu konu da ne gibi zorluklarla karşılaştınız?

Ben 2006 yılında eşimi kaybettim. Biz bu hayata eşimle birlikte başladık. Eşim piyasadaki ender insanlardan biriydi. Allah rahmet eğlesin. Onun bayrağını sonuna kadar taşıyacağım ve çocuklarıma da bunu öğrettim. İnsan sevgisini çocuklarımıza aşıladık. Bu bir servet ve yatırım. Fakat bunun adı çocuklara olan yatırımdı. Şimdiki jenerasyon çok zeki ve muazzam bir teknoloji ile büyüyor ve kabul edelim ki bizlerden bir adım öndeler. Ama bizler kadar çalışkan değiller. Bu da tecrübe ve zaman içinde oluşacak. Ben bilgi ve deneyimlerimi çocuklarıma aktarıyorum. Aldıklarını alıyorlar ve bu bilgileri kendi deneyimleri ile harmanlıyorlar.

Otel yönetiminde profesyonelleriniz var, çocuklarınız olanlarla nasıl uyum sağlıyor?

Ben açıkçası iş hayatında profesyonellikten ziyade, amatör ruh ve ruhsal anlamda kendini verecek profesyonellerden yanayım. Her geçen gün turizm hem maddi hem de manevi olarak çok zorlaşıyor. Pasta dilimi büyüdü, yatak kapasitesi arttı. Bu durumda aslında beni üzen rakipler arasındaki dengesizlikler. Odalar verilmeyecek fiyatlara veriliyor. Ticari ahlak kalmadı. Önceden kimse kimsenin fiyatlarını bilmezdi, ayıptı, sırdı. Ticari sır diye bir olgu vardı, ama şimdi her şey meydanda. Umarım kısa zaman içerisinde bu duruma dur denilir. Çocuklarda yaşayarak zaman içerisinde öğrenecekler. Hataları olacak elbet. Ama gayem onları daha iyi bir entegrasyon haline getirmek. Gurur duyuyorum çocuklarımla. Çünkü aklı başında çocuklara sahibim.

Sizin organik tarım ile ilgili bir projeniz de var, bu proje ile ilgili bilgi alabilir miyiz?

Kendi yetiştirdiğimiz yüzde yüz doğal ürünleri müşterilerime sunuyorum. Müşterilerim ürünleri kendileri topluyor ve isterlerse satın alıyorlar. Ayrıca otelimin ihtiyacının yarısını da oradan karşılıyorum. Otelimizin 25- 30 ton yıllık domates tüketimi oluyor. Bunun yarısını benim temin etmem benim için büyük bir şans ve başarı.

Peki ; ne kadar bir alanda tarım yapıyorsunuz?

75 dönümlük bir alanda. Bu sene bunu daha da ilerleterek seralar kurduk. Orayı ticari amaçtan çok kendi içimizde kullanmak amacıyla oluşturduk. Müşterilere de enteresan geliyor. Böylelikle eko tarımla da hem müşterilerimize hem de kendimize katkı sağlamış oluyoruz.