ŞEHİT KANLARIYLA RENKLENEN: ÇANAKKALE

ŞEHİT KANLARIYLA RENKLENEN: ÇANAKKALE
Çanakkale’de doğdum ve büyüdüm. Bu topraklar çok anılarım geçti. Çanakkale kenti, dünyanın sayılı stratejik önemdeki su yollarından birisi. Bunun için de başı hiç beladan kurtulamamıştır. Çanakkale tarih sahnesine Troia Savaşları çıkarken, Çanakkale savaşları ile de adını adeta ölümsüzleştirdi. Çanakkale, şehit kanlarından renk almış bir cennet bahçesi. .. Havası, denizi ve toprağıyla Türk Kahramanlığının sembolü ve Türk şehitlerinin ölümsüz abidesi.. Tarihimizin en heyecan verici bölümü hiç şüphesiz ki Çanakkale Destanıdır. Bu günkü İstiklal ve Hürriyetimizin temeli o destanla atılmış, bağımsızlığımız, şehitlerimizin kan ve kemikleri üzerine kurulmuştur. Ülkemizin gerçek sahipleri de onlardır. Bu hafta Çanakkale’deyiz… Şehitlikleri ziyarete gelen binlerce kişi Çanakkale’ye adeta akın ediyor.
 

Her Türk Genci Bunları Bilmeli!
 

Çanakkale eğer geçilebilseydi, bugün bizler olamayacaktık. Bu yüzden ülkemizin gerçek kahramnaları Çanakkale’de savaşan 250 bin şehidimizdir. Siz Türk Genci, 19 Mayıs 1915 günü Arıburnu savaşlarında 6.5 saat içinde 10 bin kayıp verdiğimizi, bunlardan 2 bininin İstanbul Tıp Fakültesi öğrencisi olduğunu, fakültenin 1916-1921 yılları arasında 5 yıl mezun veremediğini, Anadolu’da yaşayan her 3 kadından birinin dul kaldığını biliyor muydunuz?
Çanakkale Savaşları sırasında Fransızların Quenn Elizabeth Zırhlısı pek çok Türk askerini vurmuş, kıyıları bombardımana tutmuştu. Yerde şehitleri gören Edremitli Koca Seyit, o sinirle 215 okka yani 276 kg. ağırlığındaki topu tek başına kaldırıp yenine yerleştirmiş ve ateş etmiş. Ateş sonucu İngiliz Quenn Elizabeth ve İristible gemileri batmıştı. Koca Syit kendibi ödüllendirmek isteyen paşadan sadece çift tayın yani 2 adet ekmek istemiş.

Şüheda Gövdesi, bir baksana dağlar taşlar,
O rükü olmazsa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulup alnından tertemiz uzanmış yatıyor,
Bir hilal uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor…
M.Akif Ersoy

Seyit Onbaşı, 1889 yılının Eylül ayında Havran İlçesi Çamlık (Manastır) köyünde dünyaya geldi. Babasının adı Abdurrahman, annesinin ki Emine idi. Seyit, 1909 yılının Nisan ayı başlarında askere alındı. 1912'de Balkan Savaşları'na katıldı. Savaş bitiğinde terhis edilmedi ve topçu eri olarak Çanakkale Cephesi'nde görev aldı. Çanakkale Savaşları'nda gösterdiği kahramanlıkla adını Türk tarihine yazdırdı. 18 Mart Deniz Savaşı sırasında, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda ayakta kalabilen tek top vardı onun da mermi kaldıran vinci bozulmuştu. Seyit Onbaşı büyük bir güçle 215 Okkalık mermiyi üç kez kaldırarak namlunun ucuna sürmüş ve bu kahramanlığı ile Ocean gemisi büyük bir yara almıştı.Seyit Onbaşı 1918 sonbaharında köyüne döndü. sanatı olan ormancılık ve kömürcülüğe devam etti. 1934 tarihinde yürürlüğe konan soyadı yasasıyla "Çabuk" soyadını aldı. 1939 yılında akciğerlerindeki rahatsızlık nedeniyle vefat etti.
 

Sabah erken saatlerde Kordon boyunda Çanakkale-Kilitbahir arasında sefer yapan Alınteri Feribotuna biniyoruz. Karşıdan karşıya geçmek isteyen araçlı yada araçsız kişiler ya Arabalı Vapurlarını yada bizim gibi tercihini Alınteri Feribotlarını kullanarak şehitlik alanına geçiyorlar. 
Her zaman olduğu gibi yine Çanakkale’nin meşhur rüzgarı bizi boğazda karşılıyor. Yaklaşık 15 dakikalık bir sefer sonrası kendimizi Kilitbahir’de buluyoruz. Burada Çanakkale’deki Çimenlik kalesinin hemen karşı yakasında bulunan Kilitbahir Kalesine geliyoruz. Bu kaleler zamanında Fatih Sultan Mehmet tarafından yaptırılmış. Çok eski olmasına rağmen bu kaleler 1. Dünya Savaşında da Çanakkale Savaşlarında da önemli rol oynamışlar.
 
 

Buradan sırası ile Havuzlar Şehitliği, Soğanlıdere Şehitliği, Şahindere Şehitliği ve ardından da Alçıtepe’ye geliyoruz. Uzun yıllar öncesini çok iyi hatırladığım Alçıtepe’nin son dönem özellikle Çanakkale Savaşlarının tarihinin yeniden canlanması ile bu turizmden payını aldığını görüyorum. Burada özel Müzeler ve Lokantalar gelenlere hizmet veriyor. Bizde öğlen yemeğimizi burada yiyiyoruz.

Yemeğin ardından tekrar yola koyuluyoruz. Şitler Abidisne geliyoruz. Buraya gelmeden önce de yolumuzun üstünde Yabancı şehitlikler ile de karşılaşırken, özellikle Belediyelerin organize ettiği Şehitlik turları ile Bölgeye gelen çok sayıda insan ile kaşılaşıyoruz. Kendi arabaları ile de gelenle roldukça yoğun olarak görülüyor.

Hep söylenir di eskilerde. Çanakkale Şehitlerine gereken önem verilimiyor. Yabancıların mezarları güzel, bizimkiler çok kötü diye. Artık bu tez ortadan kalktı. Son dönem yapılan yatırımlar ile Çanakkale Gelibolu Yrımdasında bulunan Şehitliklerimizi oldukça güzel bir hale getirldi. Bunu gördükçe gururlanmaktayız. Özllikle Abide bölümünde yenilenen ve mezarların üzerlerinde bulunan isimlerin tek tek yazıldığı şehitlikte her şey düşünülmüş.
 
 

Buradan yolumuzu Seddülbahir’e ve burada İlk Şehitler Anıtı ile Yahya Çavuş Şehitliğine çeviriyopruz. Buraları da gezdikten ve ziyaret ettikten sonra Kabatepe’ye ve Arıburnu’na  geçiyoruz. Anzak koyu ve Arıburnu'nu nu gördükten sonra 57.Alay Şehitliği, Kemalyeri ve Comkbayırına geçiyoruz. İnsanlar akın akın yollarda ve buraları ziyaret ediyorlar.
Yakın tarihin en büyük savaşlarından birisi olan Çanakkale savaşları, birinci dünya savaşında İngiltere, Fransa, Rusya’nın oluşturduğu İtilaf devletleri Çanakkale Boğazını geçerek Osmanlı Devletini yenmek ve Rusya’ya destek yolu açmak için büyük bir donanma ile 3 Kasım 1914 yılında Çanakkale Sahillerini bombardımana tutması ile başlamış. Toplam 8 ay 14 gün süren savaşlarda yine toplam 500 bin asker ölürken, yaralıların sayısı ise o kadar r ki hiçbir bu sayı hiçbir zaman tam olarak bilinememiştir. Çok sayıda kayıp askerden bir daha haber alınamamış ve her savaş gibi bu savaşta geride büyük bir acı bırakmıştır.
 
Her hafta Gazete Akdeniz'de "ÖNCÜ GÖZÜYLE" adında köşesi bulunan Halil ÖNCÜ bu hafta da Çanakkale'yi sayfalarına taşıdı.