UMUDUMUZ, ACILARIMIZDAN DAHA BÜYÜK OLMALI!

Alanya’da yer alan Sirius Deluxe Otel Genel Müdürü İsmet Ergüleç, Turizm Dosysı Instagram Canlı yayınına katılarak değerlendirmelerde bulundu.

UMUDUMUZ, ACILARIMIZDAN DAHA BÜYÜK OLMALI!

 ‘Umuda dair Konuşmalar’ başlığı altında gerçekleşen Canlı yayında Halil Öncü’nü sorularını cevaplayan İsmet Ergüleç, sezonu 15 Haziran gibi açmayı planladıklarını söyledi.

Yeni dönem öncesi otellerde uygulanması istenen kriterler başta olmak üzere açıklamalarda bulunan Genel Müdür Ergüleç, bu sürecinde atlatılacağına inandığını gelecekte yeni rekorlar ile yine turizmin yıldız olacağına inandıklarını söyledi.Her zaman geleceğe umutla baktıklarını ısrarla dile getiren Genel Müdür İsmet Ergüleç “Umut olmazsa zaten bırakıp gidelim. Başka da bir alternatif yok zaten. Sonsuza kadar Covid-192un gitmesini mi bekleyeceğiz? Dünya daha önce bundan çok daha büyüklerini yaşamıştı. Daha büyük salgınlar, daha büyük felaketler, doğal afetler, savaşlar dünya üzerinde görülmüş. Bu da tarihe düşecek bir olay. Tabii ki küresel bir durumda bundan zarar görmeyen yok. Biraz alıştık bu duruma da. İlk başlarda umut daha uzak görünüyordu ama şu an olumlu seyrediyor” dedi.

Genel Müdür İsmet Ergüleç’in programda yaptığı açıklamalar:

Sadece havuzu dolduracağız, işte bu kadar sena hazırız!

“Biz sezona ve yeni döneme hazırız. Sadece havuza biraz su dolduracağız, bir gün zaman verilirse bize biz otelimizi yarın açarız. Bütün oteller hazır. Hazır olmayan otel yok şu anda. Kriz tam sezon başlayacakken geldi. Personelimizi de almıştık. Bütün mobilyalarımız dolayısı ile her şeyimiz hazırdı. Gerçekten de havuzun suyunun dolmasını bekliyorduk. Kriz oldu. Yapacak bir şey yok. Bu da hayatın bir gerçeği. Biz şu an haklı olarak bu durumu büyütüyoruz. Ama hayatın da bir parçası. Dedelerimiz başka bir kriz yaşamış, dedelerimizin dedesi başka bir kriz yaşamış. Biz 2016 yılında en büyük kriz dediğimiz dönemi yaşadık. O dönem tarihin en büyük krizi demiştik ama görüyoruz ki o krizin daha da büyüğü olabiliyormuş. İnşallah bunu da atlatacağız. Büyük bir turizm ülkesiyiz ve bu krizi de atlatacak büyük bir ülkeyiz”

Otelleri kapatıp, sonsuza kadar bekleyecek halimiz yok!

“2019 yılı bizim en iyi yılımızdı. Efsane bir yıldı. 50 milyon ziyaretçi, 35 milyar dolar gelir. Bunlar ciddi gelirler. 2020 yılına özgüvenle umutla girdik v süper bir yıl bekliyorduk. Böyle oldu. Yine süper yıllar olacak. Bu sürede de Umutla bekleyeceğiz, çalışacağız, kendimizi hem yabancı ülkelere hem de tatile çıkmayan insanlara iyi anlatacağız. Otelleri kapatıp, sonsuza kadar bekleyecek halimiz yok”

Bu genelgede içeriğin tamamının kurgusu sosyal mesafe üzerine kurulu!

“Maddeler çok yıpratıcı yorucu çok yük getirici maddeler değil. Bunu kabul edelim. İlk başlarda biraz bilgi kirliliği yaşandı. Oteller şöyle olacak, odalar 24 saat havalandırılacak, her şey dahil kalacak gibi çok şeyler konuşuldu. Ama bunların birçoğu zaten uygulanabilir değildi. Bunlar uygulansa bu sefer maliyetler tavan yapacak, bu sefer tatile çıkmak çok pahalı bir aktivite olacaktı. Doğal olarak yine turizm hareketini olumsuz etkileyecekti. Şu anda genelge açıklandı. Bu genelgede içeriğin tamamının kurgusu sosyal mesafe üzerine kurulu. Sosyal mesafeyi sağlayacak maddeler var. Birkaç da kontrol ile ilgili maddeler var. Yine personelle ilgili özellikle eğitimler konusunda bir kısmı var. Personelin konaklaması, geldiği araçlar,yemek yediği yerler. Aslında gündelik yaşamda yerinde ve iş yaşamındaki yaşantının Covid’e uygun hale getirilmesi. Misafirler için otele gelişlerinde ateş ölçümlerinin yapılması, el dezenfektanlarının onlara sunulduğu alanların düzenlenmesi, resepsiyon ve oradaki bankodaki düzenlemeler, yemek büfesindeki düzenlemeler, asansörlere kaç kişi binilecek, restoranlar masa sandalye düzeni ve mesafeleri gibi önlemler var. Bunların hepsi doğal olarak oluşacak. Hiçbir otelci de bugün açıp % 100 doluluk yakalayacak durumu yok. Aslında tüm bunlardan sonra sosyal mesafe de doğal olarak oluşmuş olacak. Bu sertifikanın en önemli kısmı personel eğitimleridir. Otellerin çoğu, bu maddelerin % 80’inin zaten uyguluyordu. Biz satın alma sürecinden itibaren otele girmeden bir ürün bizim hijyen sürecimiz başlıyordu. Oteller bu konulara yabancı değiller. Açık büfe yine duruyor. Bizim büfelerimizden daha önce misafirlerimiz kendileri alıyordu. Bizim nefeslik dediğimiz büfelerde bir koruma kalkanımız zaten vardı. Bu biraz daha güçlendirilecek”

Talep her şey dahili güçlendirdi ve güçlendirmeye devam ediyor!

“ Herşey dahilin sonu gelmedi. Bence her şey dahil bir model ve bir araç .Bu bir tercih nedeni .Bu sürede bize gelen misafir sorularından çoğunda her şey dahilin kaldırılıp kaldırılmadığı, bizim çocuğumuz dondurmayı ücretli mi alacak gibi çok mesaj aldık. Herşey dahil zaten misafirlerin tercihleri ile güçlendi. Talep her şey dahili güçlendirdi ve güçlendirmeye devam ediyor. Bu otellerin işi ucuza getirelim falan diye seçtiği bir sistem değildi. Bu bir pazarlama aracıydı. Nasıl seyahat acenteleri uçağı birleştiriyor, transferi birleştiriyor. İşte otellerde aslında daha önce parça parça sattıkları ürünü bir araya getirip paket halinde sundular. Ve bu da rağbet gördü. Eğer bu model olmasaydı Türkiye, dünyanın en çok ziyaretçi kabul eden altıncı ülkesi olmazdı. Bu sistemin tartışılacak yönleri var mıdır? Elbette vardır, geliştirilmesi gerekir mi? Gerekebilir. Bunlar kesinlikle başka bir tartışmanın konusu. Ama her şey dahil, hala Türkiye için en çok geçerliliğini koruyan model. Şunu net söyleyebilirim; Türkiye her şey dahilden vazgeçti diyelim. Bu kadar dolululara ulaşmamız hayal olur, bu kadar ziyaretçi hedefleri hayal olur. Bence bu sitemi de başarlı uyguluyoruz. Türkiye tercihlerinin en önemli nedenlerinden bir tanesi her şey dahildir”

Herkes umutla bekliyor. Öngörülemeyen bir durum var ilerisi için!

“Alanya’da hava kötü. Bütün oteller şu an kapalı. Sadece şehir merkezinde bir iki otel açık diye biliyorum. Antalya genelinde de sanırım üç ya da dört otel açık. Herkes umutla bekliyor. Öngörülemeyen bir durum var ilerisi için. Kimse de bilmiyor. Rezervasyon yok! Olan rezervasyonların da ne olacağını bilmiyoruz. Bu süreci de kimse bilmiyor. Şu anda tamamen olasılıklar üzerinden konuşuyoruz. Somut hiçbir bilgimiz yok. Kapıların ne zaman açılacağı bile daha netleşmedi. Diyelim ki biz kapılarımızı 15 Temmuz’da açtık. Peki kapısını açtığımız ülkeler kapılarını açmaz ise ne olacak? O ülkeler gidip gelen misafirlere karantina koşulları uygulayacak mı? Birçok kriter var tatile çıkmayı etkileyen. İnsanları tatile iten, tatile çeken birçok neden var. Alanya’da mevcut geçmişten gelen % 10 civarında bir rezervasyonumuz vardı. Bununda bir kısmı iptal olmaya devam ediyor. Açılırsa kapılar bu rakamlar aratabilir de. Alanya’da temmuz başı gibi hazırlık var. 1 Temmuz gibi açmayı planlıyorlar. Bizde tesisimiz 15 Haziran gibi açmayı planlıyoruz. % 10 gibi doluluk yakalarsak öpüp başımıza koyacağız. Zaten bu durum Ağustos ve Eylüle sarkarsa ondan sonra da oteli açmanın pek bir anlamı kalmıyor aslında. Umut ediyoruz, umut etmek zorundayız”

Personelimiz her şeyi hak ediyor!

“Personelimiz her şeyi hak ediyor. Çünkü biz geçmişte de çok çalıştık. Onlar çok emek verdiler. Biz beş senelik bir oteliz. Bu süreçte artık çalışmayı da hak ediyoruz. Hak ettiğimizi kazanmayı da hem otellerimiz hem iyi çalışan insanlar şu an o durumda değiliz. Çalışmak istiyoruz. Bu krizin beni en çok duygusal olarak yıprattığı yanı çalışanlar özellikle alt gelir grubunda sezonluk çalışanlar çok zor durumda. Şu anda 50 civarı bir arkadaşla çalışmaya devam ediyoruz. Kıştan gelen kadromuz 30’du 20 de böyle aldık 50 kişiyiz şu anda. Sağ olsun yatırımcımız da bu anlamda çok pozitif. Bu anlamda her zaman bana umut verdi. Aç diyor bir an önce. Zarar edeceksek edelim diyor. Kavgada yumruk sayılmaz. Zaten 3-0 yeniliyoruz. 4-0 yenilsek ne olur. Bu yüzden de bir an önce açmak istiyoruz”