ZAFER CENGİZ ''TÜRKİYE'DE TURİZM YOKKEN, PLANLAMASI VARDI!''

Öncelikle kısaca kendinizi tanıtabilir misiniz?


Ankara 1950 doğumluyum. Orta ve Lise öğrenimini TED Ankara Kolejinde tamamlayarak 1968 yılında ODTÜ İdari İlimler İşletme lisansını 1973 yılında alıp, 1975’te ilk dönem kısa  askerlikten yararlandım. Askerlik sonrası TC Turizm Bankası bünyesinde kurulan Fiziksel Planlama Gurubu´nda (FPG) planlama uzmanı olarak iş hayatına atıldım. Daha sonra 1977´de Alev Coşkun’un Bakanlığı döneminde geçici görevle Turizm Bakanlığı Danışmanlığında hizmet verdim, 1979´da TURBAN İşletmeler Uzmanı olarak 5 yılı aşkın görev yaptım.
 
Fiziksel Planlama Gurubu (FPG) kimlerden oluşuyordu ve ne tür projeler ürettiniz?

Devletçe tüm yurt çapında turizm planlaması yapmak için özel olarak kurulan FPG şehir plancıları ve mimarlardan oluşuyordu. Burada bir dönem TYD Başkanlığı da yapan Tavit Köletavitoğlu ile birlikte çalıştım. Öncelikli görülen yörelerde ´çevre düzeni planları´ yapıp, bunların sosyo-ekonomik araştırmalarını çalıştık. Dışarıdan da Dünya Bankası yabancı uzmanları ile sosyolog Emre Kongar ve Ekonomist Zafer Başak gibi sıkı danışman ağabeylerimiz destek veriyordu.
 

O yıllarda önceliği hangi bölgelere verdiniz?


Çalışmalarımızın odak noktasını Ege ve Akdeniz oluşturdu. Kapadokya ve Karadeniz grupları da devreye girince, ciddi bir makro rapor üretilmesi ihtiyacı doğdu. Dünya Bankası’nın hediye ettiği  dört çekere 7-8 kişilik ekiplerle doluşup, yurt çapında arazilere etütlere ve iş seyahatlerine çıktık. Bu dönemde Türkiye turizm  potansiyeline ve gelişme yöntemlerime ilişkin son derece verimli ve çeşitli raporlar ürettik. O yıllarda Özel bir çalışma grubunun Kemer’de yeni tamamladığı  ‘Güney Antalya Turizm Gelişim Projesi’ uygulamaya geçmişti. Bunun uygulaması başlamıştı ve altyapı çalışmasında Dünya Bankası’ndan 25 Milyon dolarlık kredi kullanıldı. Yeni planlar bu şekilde modelleşerek yaygınlaşacaktı.
 
 

FPG’den kaç yılında ayrıldınız ve nereye gittiniz?


1981’de İstanbul’a gidip Net Holding’te  ´Planlama ve Yatırımlar Koordinatör yardımcısı olarak işe başladım. Beş yıllık dönem sonunda son iş olarak bir yılda holding adına toplam 6 Casinoyu devreye soktuktan sonra Antalya’ya geçip, Club Hotel Sera’da koordinatör olarak beş yıl çalıştım. Yeni açılan 5 yıldızlı otel, 3.5 yılda yatırım amortismanı sağlayıp ciddi bir atılım gerçekleştirdi. 
1990’da ROMAN Turizm İşletme ve Yatırım Koordinatörü olarak Kemer´de, ufak otellerden oluşan 750 yataklı bir apart otel organizasyonunu sıfırdan hayata geçirdim. 1994’te Avusturyalı NOVOMATIC Casino firmasının Türkiye Koordinatörü, sonrasında Doğuş Holding Proje Temsilcisi olarak Side´de görev aldım. Daha sonra 7 Seas Hotel İşletme Revizyonu ve çeşitli danışmanlık projeleri yürüttüm.
 

Yanılmıyorsan 2000 yılında da MNG’de çalıştınız değil mi?


Evet, 2000 yılında İstanbul´a geçerek MNG Holding’in Turizm Koordinatörlüğü görevini üstlendim. Burada WOW Hotels & BENTOUR Tur Operatörü operasyonunun kuruluş dönemini yönettim. 2001’de piyasada huzurlu bir çalışma düzeninden umudumu keserek, Antalya´da emekli moduna geçtim. Üç yıl boyunca yazarlık ve danışmanlık yaptıktan sonra 2004’te yedi aylığına Karayip Adalarında Destinasyon Danışmanı olarak hizmet verdim. O yıldan bu yana da ağırlıklı olarak ´sivil toplum çalışmaları´ ile ´araştırmacı yazarlık´ kapsamında yerel turizme gönüllü olarak destek veriyorum.
 

Turizme planlamacı olarak ‘bulaştınız’. Yayınlanan makalelerinizde de sürekli turizmde planlamaya vurgu yapıyorsunuz. Sonra ne oldu da sürekli uyarılarda bulunma ihtiyacı duymaya başladınız?


1977’de stratejik ve bilimsel bir bakış açısıyla turizm planlamaları yaptık. Türkiye turizminin ihtiyaçlarına göre raporlar ürettik. Bakış açısı, niyet neydi ne oldu? Olup bitenleri Türk filmi gibi izlemekteyim. Turizmde planlı gidiş, rant öncelikli uygulamaların ağır basmasıyla yön değiştirdi.
Çok enerjik ve kararlı olarak başlayan planlama çalışmaları, yıllar sürecinde çeşitli nedenlerle battal duruma getirildi. 1985´lerden itibaren turizme gaz veren Özal teşvikleri ile birlikte, planlama çalışmaları tedavülden kaldırıldı. Bu dönemde piyasaya ´plan değil- pilav isteriz´ sloganı hakim oldu. Her fırsatta; turizm yokken planlama vardı ve turizm gelişince planlama unutuldu diyoruz.

Yıllar sonra hazırlanan 2023 Turizm Stratejisi’ne baktığınızda ne gibi eksiklikler görüyorsunuz?
Planlama afaki işkembeden atmakla yapılan işler ve hedeflerle olmaz! 2023 yılında 50 milyar dolar gelir hedefi işkembeden atılmış. Belirlenen hedefe ulaşmak için yapılacakları adım adım yazacaksınız. 2023’te inşa edilecek 18 havaalanından bahsediliyor fakat aralarında Gazipaşa yok! Bu nasıl plan? İhtiyaç varsa niye yer almadı, ihtiyaç yoksa niye yapılacak? Ayrıca 2023’te gündeme getirilen Turizm Konseyi konusunda dört yıldır bir arpa boyu yol gidilemedi, epey eksikleri var. hayati konularda kararlara rağmen uygulamaya geçilemedi. Eylem Planında somut olarak 172 başlık var ama bunun 150 kadarı uygulanmayarak unutturuldu gitti. Planlama dönemi uyandırılırken böylece hasta tekrar narkozlandı.

 
2023 Turizm Strateji’ni düzeltmeniz için verseler önce hangi eksiklikleri tamamlardınız?
 

Öncelikle bunu strateji konumundan bir plana dönüştürürdüm. Ayrıca, birinci maddeye “turizm öncelikli sektör olarak kabul edilecek” diye yazardım. Bundan ne kast edildiği de net olarak ortaya koyardım. :  Turizm ihracattır. Yerinizde oturturken domatesinizi burada turiste yedirip ihraç ediyorsunuz. Dünya Turizm Örgütü 2005’te Türkiye’nin turizmden 15 milyar dolar kazandığını söylüyor. Uydu Hesaplamasına sahip Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi (WTTC) ise gelirimizi 60 milyar dolar olarak hesaplıyor. Bence sektör, akademisyenlerden bu geliri doğru olarak ortaya koyacak bir çalışma yapmalarını istemeli. Turizm ekonomisinin gerçek boyutları acilen açığa çıkartılmalı ve önemi algılanmalı.
 
 

Yazılarınızda Bölgesel Destinasyon Yönetimi’ne de sıkça yer veriyorsunuz. Bu konuya bir-iki somut örnek verebilir misiniz?


Son yıllarda herkesin dilinde bir Barselona modelidir gidiyor. Buradaki başarı turizmin bölgesel bakış açısıyla planlanmasından kaynaklanıyor. Bundan 4-5yıl önce İstanbul’u benzer bakış açısıyla örgütlemiş olsaydık, 2010 Avrupa Kültür Başkenti projesi fiyaskoyla sonuçlanmazdı. Antalya’da ise sahillere ağırlık verip, kent unutuldu. Şimdi Antalya’yı ve Antalya otellerini pazarlayacak bir mekanizma kurmalıyız. Barselona modeli sekiz  yıl önce ticaret odası ile belediyenin yaptığı basit bir protokoldür. Antalya’da niye yapılamıyor ve başlatılarak ihtiyaç duyan diğer turizm yörelerinde neden uygulanamıyor? Bilen ve farkında olan yok!

2023 Turizm Stratejisi geneli içinde 10. Maddede yer alan Konsey Modeli de bölgesel destinasyon yönetimini sağlayan bir yapılaşma, fakat böyle atılımların yerel otorite olarak maalesef bir sahibi yok. Sonuçta büyük çapta kaybeden ise Ülke ve yerel ekonomi oluyor ama sorumlusu yok!

 
Bundan sonra hedefinizde neler var?

Son 15 yılda elektronik ortamda biriken yazılarımı bir kitapta toparlamak istiyorum. Adını ‘Memleketimden Turizm Manzaraları’ olarak koyduğum, kısa hikayelerden oluşan turizm hatıralarımı yazmaya başladım. Toplamda 100 hikayeyi bulan anılarımı bir kitapta toplayacağım. Başımdan geçenleri deneyim aktarma şeklinde yazmak istiyorum ve turizm piyasasını acilen uyarmak amacındayım. Ayrıca, turizm pazarlamasına çok kritik katkılar sağlayacak bir ticari portal çalışmamızı da 2-3 yıl içinde devreye sokacağız.
Portalımız dünya çapında arz ve talebi buluşturan bir plartform olarcak. Burada otel, uçak, tren, otobüs bileti tüketicinin ihtiyaç duyucağı herşey tüm ürünler ve sektörler yer alacak. Yani turizmin grossmarketini açıyoruz. Kendimizi hizmet ortamı sağlayıcı olarak konumlandırıyoruz. Türkiye’deki mevzuatlardan ve engellerden dolayı, 2011 sonunda ilk etapta portalı Avrupa’da hizmete açacağız. Turizmde internet ortamını çok rahatlatacak ve geliştirecek yepyeni bir entegre proje yürütüyoruz.